Evet, ‘coğrafya kaderdir’ ama çizgiyi takip etmekle de kendi kaderinizi çizebiliyorsunuz. Clubhouse hikayesine biraz daha yakından bakınca, kurucu ortakların aslında uzun süredir (9 yıl) insanların sosyalleşeceği ürünlerle uğraştığını görmek mümkün. Önce fiziksel olarak yakın konumda olan insanları yine fiziksel ortamda bir araya getirip tanış olmalarını hedefleyen bir startup (Highlight), ardından podcast deneyimini daha sosyal kılmayı hedefleyen Talkshow ve evet, son olarak da Discord, Twitter ve podcast üçlüsünün tam ortasında duran Clubhouse.
Ses + viral olma + güzel UI
Önce biraz ürüne değinmek istiyorum. Çok iyi bir MVP örneği ve viralite için küçük öğelerle bezeli olan Clubhouse, WhatsApp’dan kat kat iyi, belki Discord’tan bile iyi, bir ses teknolojisine sahip. Ek olarak uygulamanın en basit özelliği oda oluşturma sorunsuz işliyor, ama geri kalan tüm özellikler ‘geliştirilmeye oldukça açık’. Discovery, takvime işlenen bir yayını read-only dinleme, blok ve şikayet gibi içeriksel sorunlara engel olabilecek aksiyonlar, RSVP mantığında etkinlere kaç kişi geleceğini görme, GDPR uyumluluğu gibi çok sayıda epic geliştirilmeyi bekliyor. Uygulama içinde yeni bir club oluşturmanız durumunda uzun bir süre onay için beklemeniz gerekiyor, yani sadece feature değil, baştan sona bir MVP söz konusu. :) Uygulama Mart ayında yayına girdiğinde ise tek bir oda vardı ve bizzat kurucu ortaklar da oradaydı. Sıfırdan bir komünite oluşturma noktasında da ekibin şeffaf bir şekilde yine CH’da yürüttükleri iletişim ve her güncellemede komünitenin bir üyesinin profil fotoğrafını app icon’u yapmaları da yine güzel detay.
Viralite noktasında ise; Clubhouse indirip kullanıcı adını ayıran ve rehberinizde bulunan kişileri davetiye hakkınız tükenmeden içeri alabiliyorsunuz. Profilinizde de sizi uygulamaya davet eden ya da ‘içeri alan’ kişinin adı belirgin bir şekilde yer alıyor. Sadece ABD değil Almanya’da da App Store listesinde bir numarada yer alan ve her kesimden binlerce kişinin kullandığı Clubhouse kuşkusuz içerik tüketme noktasında podcast’ler, Netflix, YouTube, ve Twitter’dan pay alıyor/almaya devam edecek. Ayrıca pandemi etkisiyle herkesin sosyalleşmeye hiç olmadığı kadar aç olduğu bir noktada hayatımıza giren (Mart 2020) CH çok iyi bir zamanlama avantajına sahip.
Yeni insanları tanıma, tanıdığınız insanlarla daha samimi olma ve öğrenme gibi üç ana duyguya hitap eden CH, davetiyeyle üye kabul etmesine rağmen haftalık 2 milyon aktif kullanıcı barajını 10 ayda aştı. Müzik dinletileri, komedi şovlar, eğitimler, hayatını kaybeden birinin anısına açılan anı odaları gibi uygulama, şimdiden geniş bir janrada karşılık buldu. Hatta benim bu satırları kaleme aldığım sıralarda Almanya’nın oldukça popüler 5 futbolcusu 5 bin kişiyle ‘ask me anything’ oturumu düzenliyordu. :)
Bu kadar yatırım ve hype’la beraber CH hem satın almalara hem de alınmalara kuşkusuz oldukça açık. Ki Substack’in de Clubhouse’un en büyük yatırımcısı A16Z’nin portföyünde yer aldığını belirtmeden geçmek olmaz. Diğer yandan, özellikle Türkiye gibi yeni büyüyen ülkelerde, şu an için içerik şekillerinde yukarıdaki üç maddeye göre bir ‘dengesizlik’ var gibi geliyor bana. Zaman içinde hem discovery hem de club’ların oturmasıyla podcast’le YouTube’un arasında, belki Twitter veya YouTube kadar uzun zamanlar geçirmeyeceğimiz ama çok farklı kesimlerin var olduğu bir uygulama bizi bekliyor olacak gibi geliyor bana…