Gündelik hayatımda edindiğim tecrübeler ve yaptığım çıkarımlarla ne yazık ki paralel şeyler söyleyen
Gençlerde Finansal Okuryazarlık Araştırması ne kadar gündem olsa azdır. (Sırf bu sebeple genelde raporda en sona koysam da bu sefer açılışta yer verdim.)
Artık tüm dünyada bir gelişmişlik göstergesi olarak ele alınan finansal enstrümanlara erişim ve insanların bu alandaki bilgi dağarcığı meselesinden bahsediyorum. BKM’nin katkılarıyla hazırlanan raporda ülkemizin yoğun internet kullanan gençlerinin ne yazık ki finansal konularda ise sınıfta kaldığını okuyabilirsiniz.
TUİK verilerine göre Türkiye’de yaşları 15 ile 24 arasında değişen 12 milyon genç (toplam nüfusun yaklaşık yüzde 15’i) bulunuyor. Söz konusu araştırmaya göre banka hesabı açma, kredi kartı kullanma veya birikim yapma alışkanlığı gibi başlıklar için yüzde 20’nin üzerine çıkamıyoruz. Diğer yandan gençlerin yüzde 80’i Türkiye ekonomisini takip etmediğini, yüzde 84’ü ise finansal konularda bilgi sahibi olmadığını söylüyor. Söz gelimi hisse senedi ve bileşik faizi bildiğini söyleyenlerin oranı yüzde 12, vadeyi yüzde 19 ve enflasyonu ise yüzde 25.
Bitirmeden önce konuyu 2 farklı açıdan ele alacağım. Birincisi; burada hiç kuşkusuz büyük bir fırsat var:
Personal Finance Management (PFM). Madem yeni nesil finansal okuryazarlığa hevesli değil, o zaman bu kişilerin kişisel finans asistanlığına talip olmak anlamlı olabilir. Ki ABD’nin büyük bankaları tam olarak bu alanda ayrı (
standalone) uygulamalara sahipler, ülkemizde ise henüz güzel bir örneğe rastlamadım. (35 milyon dolar yatırım alıp Intuit’e
exit eden
Mint’e bir göz atın derim.)
Diğer bir konu ise acaba geleceğin bankacılığı nasıl olacak? Çünkü bu gençler aynı zamanda birikim yapmıyor, faturalarını zamanında ödemiyor, bankalara güvenmiyor ve mobil bankacılık kullanma oranları ise yüzde 50’nin altında. :)