İstanbul’un belediye seçimleri -ne yazık ki- aylardır gündemimizde, ancak ne İstanbul için ne de başka bir şehirde adayların kamusal verilerin halka açılması ya da girişimcilikle ilgili bir söylemi olmadı. Halbuki ihracatı düşük ve orta teknolojiyle sınırlı kalmış (bakınız yukarıdaki görsel) Türkiye için girişimcilik ve inovasyon (bölge liderliği de düşünüldüğünde) oldukça kritik bir öneme sahip.
Devletlerin kamusal verileri API şeklinde sunmasının oldukça güzel örneklerini yurtdışında görüyoruz. Son olarak Uber, gerçek zamanlı olarak Londra metrosunun verilerini
uygulamasına entegre etti. Çok benzer bir entegrasyonu geçtiğimiz aylarda milyar dolar seviyesinde satılan Careem de Dubai’de yapmıştı. Söz konusu entegrasyon ile Uber kullanıcıları yolculuklarından hemen önce ya da sonra Londra metrosunu (zaman kaybetmeden aktarma yaparak) kullanabiliyor.
Gerçek zamanlı olarak toplu ulaşım saatleri, ödediğimiz faturalar, trafik cezaları ve vergi borçları gibi kamusal veriler halka açılırsa eminim hem devletin sunduğu hizmetlerin kullanım oranı artacak hem de teknoloji şirketlerinin önü açılacaktır. Tabii tüm bu operasyonun herkese açık ve şeffaf yapılmasından söz ediyorum.
Bu konuda ‘söylemesi kolay’ veya ‘dışı seni içi beni yakar’ diyenler eminim olacaktır, ancak dünyada uzun süredir hakim olan bu trend ne kadar daha beklemeye devam edersek bize o kadar zarar verecek. Son olarak kamusal verileri yalnızca yukarıda saydıklarım kadarıyla düşünmeyin lütfen, Avrupa’da hız kazanan açık bankacılık ile ilgili regülasyon; teknolojisi halihazırda (Avrupa’ya kıyasla) güçlü olan bankalarımızı Avrupa’daki müşterilere bile açabilir…